Almanca’da “müssen“ fiili, Türkçe çevirisi “zorunda olmak” veya “mecbur olmak” anlamına gelir. Müssen, bir modal fiildir (Modalverben).
Modalverben ile cümle oluştururken fiil en sonda ve yalın halde (Infinitiv) bulunur.
müssen Präsens Fiil Çekimi
“müssen” fiilinin Präsens Konjugation yani şimdiki ve gelecek zaman çekimleri:
- ich muss (ben yapmak zorundayım): Ich muss jetzt gehen. (Ben şimdi gitmek zorundayım.)
- du musst (sen yapmak zorundasın): Du musst deine Hausaufgaben machen. (Sen ödevini yapmak zorundasın.)
- er muss (o yapmak zorunda): Er muss früher aufstehen. (O daha erken kalkmak zorunda.)
- wir müssen (biz yapmak zorundayız): Wir müssen lernen. (Biz öğrenmek zorundayız.)
- ihr müsst (siz yapmak zorundasınız): Ihr müsst leiser sein. (Siz daha sessiz olmak zorundasınız.)
- sie müssen (onlar yapmak zorunda): Sie müssen warten. (Onlar beklemek zorunda.)
müssen Präteritum Fiil Çekimi
“müssen” fiilinin Präteritum Konjugation yani di’li geçmiş zaman çekimleri:
- ich musste (ben yapmak zorundaydım): Ich musste gestern arbeiten. (Ben dün çalışmak zorundaydım.)
- du musstest (sen yapmak zorundaydın): Du musstest zum Arzt gehen. (Sen doktora gitmek zorundaydın.)
- er musste (o yapmak zorundaydı): Er musste seine Meinung ändern. (O fikrini değiştirmek zorundaydı.)
- wir mussten (biz yapmak zorundaydık): Wir mussten früh nach Hause kommen. (Biz erken eve gelmek zorundaydık.)
- ihr musstet (siz yapmak zorundaydınız): Ihr musstet warten, bis wir ankamen. (Siz biz gelene kadar beklemek zorundaydınız.)
- sie mussten (onlar yapmak zorundaydı): Sie mussten die Straße sperren. (Onlar yolu kapatmak zorundaydı.)
müssen Perfekt Fiil Çekimi
- ich habe gemusst (ben yapmak zorunda kaldım): Ich habe länger arbeiten gemusst. (Ben daha uzun çalışmak zorunda kaldım.)
- du hast gemusst (sen yapmak zorunda kaldın): Du hast sofort antworten gemusst. (Sen hemen cevap vermek zorunda kaldın.)
- er hat gemusst (o yapmak zorunda kaldı): Er hat seine Pläne ändern gemusst. (O planlarını değiştirmek zorunda kaldı.)
- wir haben gemusst (biz yapmak zorunda kaldık): Wir haben den Zug nehmen gemusst. (Biz treni almak zorunda kalmışız.)
- ihr habt gemusst (siz yapmak zorunda kaldınız): Ihr habt schneller entscheiden gemusst. (Siz daha hızlı karar vermek zorunda kalmışsınız.)
- sie haben gemusst (onlar yapmak zorunda kaldı): Sie haben die Wahrheit sagen gemusst. (Onlar gerçeği söylemek zorunda kalmış.)
müssen Plusquamperfekt Fiil Çekimi
- ich hatte gemusst (ben yapmak zorunda kalmıştım): Ich hatte schon früher gehen gemusst. (Ben daha önce gitmek zorunda kalmıştım.)
- du hattest gemusst (sen yapmak zorunda kalmıştın): Du hattest viel lernen gemusst. (Sen çok öğrenmek zorunda kalmıştın.)
- er hatte gemusst (o yapmak zorunda kalmıştı): Er hatte um Hilfe bitten gemusst. (O yardım istemek zorunda kalmıştı.)
- wir hatten gemusst (biz yapmak zorunda kalmıştık): Wir hatten die Entscheidung treffen gemusst. (Biz kararı almak zorunda kalmıştık.)
- ihr hattet gemusst (siz yapmak zorunda kalmıştınız): Ihr hattet früher buchen gemusst. (Siz daha önce rezervasyon yapmak zorunda kalmıştınız.)
- sie hatten gemusst (onlar yapmak zorunda kalmıştı): Sie hatten aufgeben gemusst. (Onlar vazgeçmek zorunda kalmıştı.)
müssen Futur I Fiil Çekimi
- ich werde müssen (ben yapmak zorunda olacağım): Ich werde morgen viel arbeiten müssen. (Ben yarın çok çalışmak zorunda olacağım.)
- du wirst müssen (sen yapmak zorunda olacaksın): Du wirst deine Entscheidung überdenken müssen. (Sen kararını gözden geçirmek zorunda olacaksın.)
- er wird müssen (o yapmak zorunda olacak): Er wird sich entschuldigen müssen. (O özür dilemek zorunda olacak.)
- wir werden müssen (biz yapmak zorunda olacağız): Wir werden früher planen müssen. (Biz daha erken plan yapmak zorunda olacağız.)
- ihr werdet müssen (siz yapmak zorunda olacaksınız): Ihr werdet härter arbeiten müssen. (Siz daha sıkı çalışmak zorunda olacaksınız.)
- sie werden müssen (onlar yapmak zorunda olacak): Sie werden mehr investieren müssen. (Onlar daha fazla yatırım yapmak zorunda olacak.)
müssen Futur II Fiil Çekimi
- ich werde gemusst haben (ben yapmış olacağım): Ich werde meine Ziele erreicht gemusst haben. (Ben hedeflerime ulaşmış olacağım.)
- du wirst gemusst haben (sen yapmış olacaksın): Du wirst die Prüfung bestanden gemusst haben. (Sen sınavı geçmiş olacaksın.)
- er wird gemusst haben (o yapmış olacak): Er wird seine Angst überwunden gemusst haben. (O korkusunu yenmiş olacak.)
- wir werden gemusst haben (biz yapmış olacağız): Wir werden das Projekt abgeschlossen gemusst haben. (Biz projeyi tamamlamış olacağız.)
- ihr werdet gemusst haben (siz yapmış olacaksınız): Ihr werdet neue Fähigkeiten erlernt gemusst haben. (Siz yeni yetenekler öğrenmiş olacaksınız.)
- sie werden gemusst haben (onlar yapmış olacak): Sie werden den Markt erobert gemusst haben. (Onlar piyasayı ele geçirmiş olacak.)”