İki Korenin Birleşmesi
11 Ekim 2023 Çarşamba

İki Korenin Birleşmesi

Yüsra Yüce   |   Ed. Derya Çağlağan

Ekim ayının başlamasıyla birlikte, İstanbul’da tiyatro sezonu resmen açıldı diyebiliriz. Büyük imkansızlıklar, devletten görülmeyen destek, saymakla bitmeyen sayıda sahnenin kapanmasına rağmen, tıpkı geçen sezon olduğu gibi bu sezon da İstanbul’da yüzlerce oyun sahneleniyor. Moda Sahnesi’nin geçtiğimiz haftalarda prömiyerini yaptığı İki Kore’nin Birleşmesi, bu oyunlardan biri.

Kore’nin bölünmesi, II. Dünya Savaşı’nın sonucu ve Soğuk Savaş’ın başlangıcı olarak, XX. Yüzyıl tarihinde anahtar bir yerde konumlanmaktadır. Günümüzde liberal Güney Kore ve otoriter Kuzey Kore, birbirlerine tamamen karşıt konumdalar. Öyle ki, birkaç yıl önceye kadar iki ülke birbirlerini yasal düzeyde tanımıyorlardı bile. Çoğu Koreli tarafından iki ülkenin birleşmesi, bir bütün hale gelmesi isteği dillendirilse de de bu oldukça uzak bir ihtimal gibi görünüyor. Moda Sahnesi’nin İki Kore’nin birleşmesi oyunu, isminin aksine ne Kore ile ne savaş ile ne de ülke sınırlarıyla ilgili. Joël Pommerat’ın kaleme aldığı İki Kore’nin Birleşmesi, toplumda karşıt konumda bulunan kadın-erkek ilişkilerini yenilikçi bir dille ele alıyor. “Yurt”un en küçük birimi olan ev’e, aile’ye ışık tutuyor. Mutluluk, sevinç, depresyon, kaos, mizah ve yas kavramlarını eşeleyerek, evdeki problemlerin memleketteki problemlere ne kadar benzediğini gözler önüne seriyor.


Bir ilişkinin evreleri nelerdir? Neler dahildir iki insan arasındaki bir ilişkiye? Değer? Sevgi? Bekleyiş? Düğün? Hafıza? Hamilelik? Çocuklar? Temizlik? Savaş? Boşanma? Ölüm? Bu kavramların hepsi, İki Kore’nin Birleşmesi oyununun episod başlıkları. Moda Sahnesi’nin bu sezonki seçkisi sayesinde tanıştığım Pommerat’ın ele aldığı kavramlar ve derinlikle işlediği karakterleri çok sevdin. İncelikli kalemi ve zekice kurguladığı mizahı ile yüz dakika süren oyun boyunca beni neredeyse durmaksızın tebessüm ettirdi.

Moda Sahnesi’nin İki Kore’nin Birleşmesi yorumunda episod sayısı on ikiye indirilmiş. Heteroseksüel ilişkilenmelerin çoğunluğunda tanıdığımız bir ilişki geçidi sunan oyun, episodik bir yapı halinde ve her bir episod farklı bir olayı, farklı oyuncularla ele alıyor. Yüz dakika süren oyunu Kemal Aydoğan rejisiyle izliyoruz. Bengi Günay’ın sahne tasarımını üstlendiği oyunda sahnenin ortasına yerleştirilmiş bir siyah zemin, “oyun alanı” mevcut. Oyun, aksiyonu pek çok perspektiften takip edilecek şekilde kurgulanmış, seyirci sahnenin iki tarafına birden konumlanıyor.


İki Kore’nin Birleşmesi’nin kadrosunda yok yok denilebilir. Oyuncu kadrosu Neriman Uğur, Levent Tülek, Sedat Kalkavan, Asiye Dinçsoy, Reyhan Özdilek, Melek Ceylan ve Damla Pehlavan’dan oluşuyor. Oyuncuların her biri sahnede oldukça güçlü bir mevcudiyet sergiliyorlar, oyunu akışkan hale getiriyorlar. Özellikle müzisyen – oyuncu Damla Pehlavan, ilk tiyatro deneyiminde oldukça iyi bir iş çıkarıyor. Oyun boyunca canlı piyano performansı ile çalınan aşka dair, iyi bilinen şarkılar oyunun enerjisini başka bir boyuta taşıyor. Oyunun ışık tasarımını İrfan Varlı, hareket tasarımını Dilan Yoğun üstlenmiş. Bu oldukça incelikli metnin çevirisi de Mine Çerçi’ye ait.

İki Kore’nin Birleşmesi, çağımız ilişkilerini, bu ilişkilerdeki öznelerin devinimini, aşkı ve ayrılığı düşünmeye sevk eden, iyi bir iş. Ortalama yetmiş beş dakikadan fazla süren oyunlarda sıkılan, oyun sırasında -zaten hiçbir oyun 20.30’da başlamıyor- eve dönüş yolunu düşünmeye başlayan biriyim. İki Kore’nin Birleşmesi yüz dakika sürmesine rağmen bir an bile saate bakmamamı sağlayan, sahneden hiç koparmayan bir oyun oldu. 2023-2024 sezonu için tavsiyelerimden biri. 

Yorumunuzu bırakın