Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
PEYNİR MAYASI ÜRETİMİNDE HELAL VE HARAM YAKLAŞIMLAR
Hayri COŞKUN1*
Said Nuri AKGÜNDÜZ2
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Bolu
1
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Bolu
2
MAKALE BİLGİSİ
Geliş tarihi: 11 Haziran 2020
Düzeltme tarihi: 29 Ekim 2020
Kabul tarihi: 3 Kasım 2020
Anahtar Kelimeler:
Süt pıhtılaştırıcılar, şirden
mayası, rennet, helal
peynir
ÖZET
Sütü peynire dönüştürmek amacıyla kullanılan pek çok materyal veya
yöntem bulunmaktadır. Bu materyaller veya yöntemler çöktürücüler ve
pıhtılaştırıcılar olarak iki grup altında toplanabilir. Çöktürücüler arasında
başta asitler olmak üzere tuzlar, gamlar ve ısıtma yer almaktadır.
Pıhtılaştırıcı olarak değişik kaynaklardan elde edilen enzimler
kullanılmaktadır. Bu enzimler hayvansal, bitkisel, mikrobiyal ve rekombinat
kökenli olabilmektedir. Bunlara ilaveten kombine yöntemler de söz
konusudur. Çöktürücü ve pıhtılaştırıcıların geldiği kaynak pek çok İslam
ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de aynı hassasiyetle ele alınmaktadır. İslam
tarihinde; Kur’an ve sünnetin yiyeceklere dair ortaya koyduğu genel ilkeler
ve hükümler ışığında, sahabi uygulamaları ve fıkıh alimlerinin görüşlerinde
peynir üretimi ve tüketimi ile ilgili çeşitli hükümler yer almaktadır.
Ülkemizde peynir yapımında farklı çöktürücüler ve pıhtılaştırıcılar
kullanılmasına karşın, dinen haram sayılan kaynaklardan elde edilen
pıhtılaştırıcı (enzim) veya çöktürücülerin kullanımı söz konusu değildir. Bu
derleme makalesinde, sütün peynire işlenmesinde kullanılan başlıca
çöktürücüler ve pıhtılaştırıcılar ile bunların elde edildiği kaynakların helal
ve haram yönleri ele alınmıştır.
HALAL AND HARAM APPROACHES IN THE CHEESE
PRODUCTION
Keywords:
Milk coagulants, abomasum enzyme
rennet, halal cheese
ABSTRACT
There are many materials or methods used to convert milk into cheese. These
materials or methods can be classified into two groups as precipitants and
coagulants. Precipitants include primarily acids, salts, gums and heating. The
enzymes obtained from different sources are used as coagulants. These enzymes can
be obtained from animal, vegetable, microbial and recombinant origin. Also, there
are some combinations of these methods. The sources of the precipitants and
coagulants originated from are sensitively evaluated in this country and as is the
case in many Islamic countries. In Islamic history, in the light of general principles
and provisions of Quran and Sunnah about foods, there have been various
provisions in the practices of Sahaba (the Companions of the Prophet) and in the
opinions of the fiqh scholars for cheese production and consumption. In this
country, although different precipitants and coagulants are used in the cheese
production, it is not the point of the question to use coagulants (enzymes) or
precipitators from the sources that are considered religiously prohibited. In this
review article, the precipitants and coagulants used in the converting milk into
cheese and their halal and haram aspects are discussed.
*Sorumlu Yazar: Hayri COŞKUN, E-mail: coskunhayri@ibu.edu.tr Orcid: : https://orcid.org/0000-0001-9813-0046
Said Nuri AKGÜNDÜZ Orcid: https://orcid.org/0000-0002-0145-7921
34
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Dünyada her yıl peynir üretim miktarında
meydana gelen artış, peynir mayasına olan
ihtiyacı da artırmaktadır. Peynir yapımında
kullanılan buzağı kimozini (rennin) en
yaygın ve en ideal olanıdır. Ancak artan
peynir mayası ihtiyacını karşılamak için
buzağı kesmek yeterli olmamaktadır.
Bundan dolayı bilim adamları Dünya
peynir mayası ihtiyacını karşılamak için
son 50-60 yılda farklı kaynak arayışlarına
girmişlerdir. Ayrıca dini sebepler, bazı
insanların vejetaryen tercihleri ve
hayvanlardan geçebilen bazı hastalıklar bu
arayışları gerekli kılmıştır.
1. Giriş
Ulusal Süt Konseyi 2019 raporuna göre,
Dünya’da peynir üretim miktarının 23
milyon tonu aşacağı ve bu rakamın Türkiye
için yaklaşık 707 bin ton olacağı tahmin
edilmiştir. Dünyada üretilen peynirlerin
önemli bir kısmı (~%75) sütün enzimlerle
pıhtılaştırılması sonucu elde edilmekte ve
genel olarak da olgunlaştırıldıktan sonra
tüketilmektedir. Sütün zararsız organik
asitler veya Glukono Delta Lakton (GDL)
ile pıhtılaştırılması sonucu üretilen ve
çoğunlukla taze olarak tüketilen peynirler
ise %25’lik kısmı oluşturmaktadır (Rogelj
vd. 2001). Diğer yandan peynir yapımında
kullanılan mayalar sıvı, toz veya tablet
şeklinde olabilmekte ve maya kuvvetleri de
farklılık göstermektedir. Sıvı mayaların
maya kuvveti 1:10000 ile 1:15000 arasında
değişmektedir (Üçüncü, 2013).
Buzağı şirdeninden elde edilen rennin
(kimozin) enziminin en ideal pıhtılaştırıcı
(Garg ve Johri, 1994) olmasının nedeni,
sütün pıhtılaşması esnasında, sütün ana
proteini olan kazeinin alt fraksiyonu olan
k-kazeini sadece 105-106. peptid bağını
koparmasından kaynaklanmaktadır. Oysa
diğer pıhtılaştırıcılar proteinlerdeki pek
çok bağı kopardığından bugünkü manada
istediğimiz kalitede ve verimde peynir elde
edilememektedir. Bundan dolayı üretilen
alternatif enzimler hep rennin ile
kıyaslanmaktadır. Ancak rennin enziminin
hangi kaynaklardan ve hangi yollarla elde
edildiği bazı dünya toplumları tarafından
oldukça önemsenmektedir. Müslüman
toplumların da aldıkları gıdaların helal
kaynaklardan gelmesi kaçınılmaz bir
durumdur. Böyle olunca peynir yapımında
üretilen rennin enziminin (peynir mayası)
hangi kaynaklardan geldiği ve nasıl elde
edildiği daima sorgulanmış ve halen de
sorgulanmaktadır.
Peynir randımanı kabaca % 10 olarak
dikkate alındığında; Dünya’da yılda
yaklaşık 23 milyon ton peynir için 230
milyon ton süt kullanılıyor anlamına
gelmekte ve bunun da enzimle
pıhtılaştırılan miktarı % 75 olduğuna göre,
yaklaşık 173 milyon ton süt enzimle
pıhtılaştırılıyor demektir. Maya kuvveti
1:15000 olarak dikkate alındığında, Dünya
peynir üretiminde ihtiyaç duyulan maya
miktarı yaklaşık 11.533 ton olmaktadır.
Aynı teorik hesapla ülkemizde peynir
üretimi için yılda yaklaşık 7.1 milyon ton
süt peynir üretiminde kullanıldığı tahmin
edilmekte, buna göre de ülkemizin yıllık
maya ihtiyacı 473 ton olmaktadır.
Ortalama olarak 500 ml peynir mayasının
fiyatı 20 TL üzerinden hesaplanırsa, teorik
olarak Dünyada yaklaşık 461 milyon TL,
ülkemizde ise yaklaşık 19 milyon TL’lik
peynir mayası pazarı bulunmaktadır
denebilir. Bu da peynir sanayinde
ekonomik olarak büyük bir rakamdır.
Toplumumuzun aydınlatılması adına, bu
derleme makalede peynir yapımında
kullanılan başlıca pıhtılaştırıcılar ve
çöktürücüler, rennin (kimozin) enziminin
üretildiği kaynaklar, elde ediliş yöntemleri,
İslam dini açısından helal ve haram
35
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
sayılabilecek yaklaşımlar ortaya konmaya
çalışılmıştır.
2.
Başlıca
Pıhtılaştırıcılar
Çöktürücüler
Eritme peyniri yapımında da bazı tuzlar
kullanılmaktadır. Eritme peynirleri iyi
kalitede kaşar peyniri, beyaz peynir, lor
peyniri, su, yoğurt ve süt tozu gibi
hammaddelerden
yapılır.
Kaşar
peynirlerinde gerekli temizleme işlemi
yapıldıktan sonra peynirler ince parçalar
halinde kıyılır ve karıştırılır. Öğütülüp
karıştırılmış olan hammadde eritme
kazanında eritilir. Karışıma tereyağı,
peyniraltı suyu ve baharat ilave edilir ve
homojen biçimde karıştırılır. Sonra
sırasıyla fosfat ve sitrat tuzları katılarak
karıştırmaya devam edilir. Karışıma belli
miktar su ilavesiyle eritme kazanında
krema halini alıncaya kadar eritilir (Şimşek
ve Kavas, 1991).
ve
Sütü çöktürmek veya pıhtılaştırmak için
pek
çok
materyal
ve
yöntem
kullanılmaktadır. Bunlar tuzlar ile
çöktürme, gamlar ile çöktürme, ısıtma ile
çöktürme, asitle çöktürme, enzimlerle
pıhtılaştırma ve kombine yöntemler
olabilmektedir.
2.1. Tuzlar ile Çöktürme
Sütün tuzlarla çöktürme çalışmaları çok
eskilere dayanmaktadır. Rose ve Tessier
(1959) kazeinin çöktürülmesi üzerine
tuzların etkisini araştırmışlardır. Araştırma
neticesinde potasyum klor ve potasyum
fosfatın
oda
sıcaklığında
sütün
jelleşmesine neden olduğunu tespit
etmişlerdir.
2.2. Gamlar ile Çöktürme
Bazı gamlar (jelleştirici, kıvam artırıcı,
stabilize edici maddeler) süt proteinlerinin
çöktürülmesinde kullanılmıştır. Cluskey
vd. (1969), sodyum karboksimetil selüloz
(CMC) kullanarak süt proteinlerinin
optimum çöktürme şartlarını ve oluşan
gam-protein
kompleksinin
yapısını
açıklamaya çalışmışlardır. Elde ettikleri
sonuçlara göre, saflaştırılmış kazeinin %
90-96’sı, yağsız süt proteinlerinin
(çoğunluğu kazein) % 71’ini çöktürmüştür.
Kazeinin en yüksek pH 7.5’te çöktüğü,
reaksiyonun kalsiyuma bağlı olduğu,
protein-kalsiyum-CMC
bağlanmasının
kazeinin izoelektriki pH’sından (4.6)
yukarda olduğu, kazeinin izoelektriki
pH’sında CMC’nin çökmeyi önlediği,
kazeini stabilize ettiği ve yöntemin yağsız
süt kazeinini nispeten daha iyi çöktürdüğü
rapor edilmiştir. Fagan vd. (2006) çözünür
dietetik fiber kullanımının pıhtılaşma
kinetiği üzerine etkisini incelemişlerdir. Bu
amaçla süte rennet ilavesinden önce akasya
gamı (%1-3, w/w) ve inülin ya da pektin
ilave etmişlerdir. Elde ettikleri sonuçlara
göre; akasya gamının jel ve pıhtı oluşum
Mısır’da geleneksel olarak üretilen
Domiati
peynirinin
çöktürülmesinde
mutfak tuzu kullanılmaktadır. Domaiti
peynirinin yapımında, süt süzüldükten
sonra pastörize edilmekte ve sonra 42
ºC’ye soğutulmaktadır. Daha sonra süte %
10
oranında
mutfak
tuzu
ilave
edilmektedir. Bilahare süte % 0.01
oranında CaCl2 ilave edilerek 30 dakika
bekletilmekte ve daha sonra sıvı maya ilave
edilerek mayalanmaktadır. Oluşan pıhtı
kalıplara aktarılmakta ve 8 saat
bekletilerek hafifçe preslenmektedir. Elde
edilen peynir 6 ay kadar olgunlaştırılarak
tüketilmektedir (Hamad, 2015). Ancak bu
yöntemle üretilen peynirlerde olgunlaşma
esnasında % 25-35 oranında kayıp
meydana gelmekte ve ayrıca peynir üretimi
sonunda aşırı miktarda tuzlu peyniraltı
suyu elde edilmekte ve bunun da
değerlendirilmesi zor olmaktadır (ElSalam ve El-Shibiny, 2008).
36
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
süresini düşürdüğü ve bu jellerin kontrole
göre daha açık kazein ağı oluşturduğu
tespit edilmiştir. Jelleşme ve pıhtı
sıkılaşma zamanının düşürülmesi için %
2’lik inüline ihtiyaç duyulduğu, pektinin
ise % 0.2-0.4’lük oranlarının jelleşme
zamanını düşürdüğü ve % 0.2’den fazla
pektinin pıhtı sıkılaşma süresini artırdığı
tespit edilmiştir.
kazeindir. Ayrıca süte ilave edilen laktik
asit bakterilerinin oluşturduğu laktik asit
ile de süt çöktürülmektedir ve yoğurt
ülkemizde bu yöntemle üretilmektedir.
Asitle çöktürülen peynire örnek olarak
İtalyan
peynirlerinden
Ricotta
ve
Mozzarella
peynirleri
gösterilebilir.
Ricotta peyniri yapımında peyniraltı suyuyağsız süt karışımı 85 oC’de sirke veya
sitrik asit ile beraber ısıtılarak proteinler
çöktürülmektedir. Bir başka yöntemde
Ricotta peyniri, süte ilave edilen starter
laktik asit bakterileri ile % 0.32 asitlik elde
edilene kadar fermente edilmekte ve elde
edilen çökelti 80 oC’de ısıtılmaktadır.
Burada pıhtı oluşumu için ortama “guar
gum” veya “carob gum” stabilizatör olarak
katılmaktadır. Mozzarella peyniri de
benzer
yöntemle
yapılmaktadır.
Mozzarella peyniri de asetik asit ya da
laktik asit veya starter kullanılarak elde
edilmektedir. Asitle kazein koagülasyonu
pH 5.3’te başlar ve izoelektrik noktasında
(pH 4.6) tamamlanır (Scott, 1981). Cottage
peyniri de süte sirke ilave edilerek
yapılmaktadır. Bu amaçla süt 85 ºC’de
pastörize edilmekte, ardından 75 ºC’de süte
sirke ilave edilip hafifçe karıştırılmakta ve
5 dakika kendi haline bırakılarak
süzülmektedir (Rasheed vd., 2016).
2.3. Isıtma ile Çöktürme
Ülkemizde üretilen lor peyniri ve İzmir’in
Tire İlçesi’nde üretilen Tire çamur peyniri
ısı ile çöktürmeye örnek olarak verilebilir
(Seçkin ve Nergiz, 1998). Lor peyniri,
enzimle
pıhtılaştırılan
veya
asitle
çöktürülen peynirlerden açığa çıkan
peyniraltı suyunun ısıtılmasıyla elde
edilmektedir (Ergüllü, 1982). Peyniraltı
suyunun
ısıtılmasıyla
suda
eriyen
proteinler denatüre olarak pıhtılar halinde
yüzeyde toplanmaktadır. Bu yöntemle
çöktürmeyi
asit
ilavesi
kolaylaştırmaktadır.
Bununla birlikte
farklı yaklaşımlar da bulunmaktadır.
Örneğin Mysost peyniri peyniraltı suyunun
ısıtılarak koyulaştırılması suretiyle elde
edilmektedir. Yine Ricotta peynirinde
peynir altı suyuna süt ilave edildikten sonra
90 ºC’ye ısıtılmakta, daha sonra ortama
asitliği yüksek peyniraltı suyu eklenerek
proteinler çöktürülmektedir. Peyniraltı
suyunun koyulaştırılması (% 40-80)
suretiyle yapılan üretimler de söz
konusudur (Kurt ve Gülümser, 1987).
Ülkemizde faaliyet gösteren marketlerde
satılmakta olan bazı yumuşak peynirler,
sütte gelişen laktik asit bakterileri
tarafından
üretilen
laktik
asitle
çöktürülerek (yoğurda işlenerek) elde
edilmektedir. Labneh peyniri, süzme
yoğurt ve keş (kurut) bunlar arasındadır.
2.4. Asitler ile Çöktürme
Sütü pıhtılaştırmak amacıyla sirke, asetik
asit, sitrik asit, limon suyu, laktik asit gibi
organik asitler ve nadiren hidroklorik asit
kullanılabilmektedir. Bu pıhtılaştırma
yöntemi esasında tam bir çöktürme
yöntemidir. Bu yöntemdeki çöktürmede
hedef bileşen sütün başlıca proteini olan
2.5. Enzimler ile Pıhtılaştırma
Sütü pıhtılaştıran enzimler, elde edildikleri
kaynaklar
ve
sütü
pıhtılaştırma
özelliklerine ilişkin yapılmış pek çok
çalışmadan
derlenen
yayınlar
bulunmaktadır (Kosikowski, 1982, Brown
37
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
ve Emstrom 1988, Akın 1996, Çakmakçı
vd. 2017). Bu çalışmalara dayanarak sütü
peynire işlemek üzere kullanılan enzimleri
kaynağına göre; hayvansal kaynaklı,
bitkisel kaynaklı, mikrobiyal kaynaklı ve
rekombinant enzimler olarak sınıflamak
mümkündür.
olan bir pıhtılaştırıcıdır. Rennin (kimozin)
enzimi en fazla şirdende ve özellikle de
orta kısmında (fundus) bulunur (Üçüncü,
2013). Pepsin enziminin proteolitik
aktivitesi yüksektir, dolayısıyla şirden
özütünde pepsin enzimi miktarı fazla
olduğunda peynirde acı tat oluşmaktadır.
Pepsin kullanımı halinde sütün pıhtılaşma
zamanı uzamakta, peynir yumuşak
kalmakta, peynir randımanı olumsuz
etkilenmekte ve peynirde bazı tat kusurları
meydana gelebilmektedir (Akın, 1996).
2.5.1. Hayvansal Kaynaklı Enzimler
Hayvansal kaynaklı enzimler arasında
kimozin (rennin), pepsin, tripsin ve
kemotripsin
yer
almaktadır.
Bu
enzimlerden
pepsin,
tripsin
ve
kimotripsinin aşırı proteolitik aktiviteye
sahip olmaları ve peynirde acı tat oluşumu
gibi nedenlerle peynir yapımında pek
kullanılmamaktadırlar. Yaygın olarak
kullanılan hayvansal kökenli enzim
‘kimozin’dir (Dervişoğlu vd., 2007).
Buzağı
kimozini
(rennin)
sütü
pıhtılaştırmada kullanılan en ideal
enzimdir. Genellikle hayvan renneti
denilince buzağı renneti anlaşılır (Garg ve
Johri, 1994). Ancak %5-8 kadarı peynir
kitlesinde kalır ve olgunlaşma boyunca
zayıf da olsa proteinlerin parçalanmasına
etki eder (Çakmakçı vd., 2017). Sütü
peynire işlemede kullanılan rennin enzimi
diğer enzimlere göre daha üstün özellik
taşımaktadır. Kimozin-pepsin karışımı
kullanılarak yapılan Beyaz peynirde,
Mocur miehei enzimi kullanılarak yapılan
peynirlere göre, daha az proteolitik aktivite
ve daha fazla duyusal puanlar elde edildiği
rapor edilmiştir (Yetişmeyen vd., 1998).
Bunun dışında, Eraz (1996) tarafından
Beyaz peynir örnekleri üzerinde yapılan bir
çalışmada, benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Kimozin (EC 3.4.23.4) geviş getiren
hayvanların henüz süt emme döneminde
olan buzağı, oğlak, kuzu, malak vb.
yavruların şirdeninden (abomasum denen
midelerinin dördüncü bölümünden) elde
edilen bir enzimdir. Buna şirden mayası
denir. Bu enzime İngilizce’de ‘rennin’,
Almanca’da ‘chymosin’ adı verilmektedir
(Üçüncü, 2013). Buzağı şirdeninden elde
edilen özütte (rennet) %88-94 oranında
kimozin ve %6-12 oranında pepsin
bulunmakla beraber az miktarda da
kimotripsin, tripsin ve lipaz enzimleri de
yer almaktadır. Süte ilave edilen kimozinin
%5-8’lik kısmı ve pepsinin ise % 3-8’lik
kısmı peynir kitlesinde kalmaktadır
(Dervişoğlu vd., 2007). Pepsin enziminin
miktarı doğumdan 3 hafta sonra artış
göstermeye başlar ve hayvan yaşlandıkça
miktarı artar, bir başka ifadeyle hayvan
yaşlandıkça rennin miktarı azalır. Rennin
pH 5.3-6.3 aralığında stabil, pH 3-4
arasında ve pH 7’de aktivitesini yitiren, en
iyi 41 °C’de aktif olan ve <20 ve >50
ºC’nin üzerinde pıhtılaştırma gücü düşük
Ayrıca domuz, tavşan ve tavuk midesinden
de
süt
pıhtılaştırıcı
enzim
elde
edilmektedir. Domuz renneti İtalya’nın
“Gran Sasso” dağının batı bölgesinde
geçmişten beri süt pıhtılaştırıcı olarak
kullanılmaktadır. Domuz midesinden
ekstrakte edilen domuz renneti, ağırlıklı
olarak pepsin enzimidir (Gıacomo vd.,
2013). Domuz renneti, hayvanın mide
mukus sıvısı zarından elde edilir. Ölmüş
(kesilmiş) domuz midesi yıkamadan sonra
dar şeritler halinde kesilir ve kuru tuzda 23 gün bekletilir. Takiben elde edilen sıvı,
38
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
beyaz sirke, beyaz şarap ve kırmızıbiberle
karıştırılır ve koyu bir şişede 2-4 ay
saklanır. Son olarak, kullanımdan 5-6 gün
önce içinde rennetin olduğu bu sıvı, keten
bez ile filtre edilir ve ışıksız ortamda
muhafaza edilir (Tofalo vd., 2015). Domuz
pepsini (porcine pepsin) domuz mide
mukozasından katalitik bakımdan inaktif
pepsinogen olarak salgılanır. Domuzdan
elde edilen başlıca enzim aslında asitgastrik proteazlardır (Ryle, 1970). Domuz
pepsininin sütü pıhtılaştırma aktivitesi, pH
>6.3 olduğu durumlarda, rennine kıyasla,
hızlı bir şekilde düşmektedir. Domuz
pepsini
pH
6.68’de
sütü
pıhtılaştıramamaktadır.
Elektroforetik
çalışmalar göstermiştir ki, rennet ve sığır
pepsininin proteolitik parçalanma ürünleri
birbirine benzerken, domuz pepsini
oldukça farklı parçalanma ürünleri ortaya
çıkarmaktadır (Fox, 1969). Bu enzimin
optimum pH’sı 2’dir. Süt pH 6.6’da
pıhtılaştırıldığında domuz pepsini Cheddar
peynirinde aktif kalamamıştır. Pepsin
miktarı yetersiz olması durumunda
pıhtılaşma yavaş olmakta ve zayıf pıhtı
oluşmaktadır. Bu da yağ kaybına ve peynir
veriminin düşmesine neden olmaktadır. Bu
problem ancak süte yeteri kadar pepsin
ilave edilmesiyle aşılmaktadır. Domuz
pepsini rennin enzimine göre daha ucuzdur
(Brown ve Emstrom, 1988). Ayrıca,
sığırlardan elde edilen pepsinin, domuzdan
elde edilenlere göre daha üstün özelliklere
sahip olduğu belirtilmektedir (Akın, 1996).
Çünkü
domuz
pepsininin
belirsiz
proteolitik aktivitesi Phe, Thyr, Leu veya
Val kalıntılarındaki bağları hidrolize
etmekte ve istenmeyen peptidlerin
oluşmasına neden olmaktadır (Papoff vd.,
2004). Bundan dolayı bu enzimin buzağı
rennini yerine kullanımı nadirdir (Fox vd.,
2004; Andren, 2011). Diğer yandan,
İtalya’da çiğ koyun sütünden üretilen
Farindola peynirinde domuz pepsini
kullanımının başarılı olduğu rapor
edilmiştir. Buzağı renneti ve domuz
pepsini kullanılarak ayrı ayrı yapılan
peynirlerde, buzağı rennetinden yapılan
Farindola peynirinde acı tat geliştiği halde
domuz pepsininden elde edilen peynirinde
acılık tespit edilmemiştir (Giacomo vd.,
2013). Öte yandan Tofalo vd. (2015)
buzağı, oğlak ve domuz renneti kullanarak
yaptıkları ‘Pecorino di Farindola’
peynirinde (İtalya’da geleneksel olarak
koyun
sütünden
domuz
renneti
kullanılarak
yapılan
bir
peynir),
olgunlaşma parametrelerinden olan suda
eriyen azot oranı, trikloroasetik asitte
eriyen azot oranı ile amino asit azot
değerlerinin, diğer rennetlere kıyasla,
domuz renneti kullanılmış peynirlerde
daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir.
Bu da bize domuz rennetinin daha yüksek
proteolitik aktiviteye sahip olduğunu
göstermektedir. Hewedi (1994) tarafından
yapılan bir çalışmada ELISA tekniği
kullanarak maya ortamında domuz
pepsininin varlığının ≥ 1 µg/ml düzeyinde
tespit edilebildiği rapor edilmiştir. Bu da
peynir yapımında kullanılan mayaların
(enzimlerin), domuz renneti varlığı
bakımından, rahatlıkla kontrol edilme
imkânını sunmaktadır. Zira İslam dininde
domuz, domuz eti ve türevlerinin gıda
maddeleri
üretiminde
kullanımı
yasaklanmıştır (Cessas, 1992, I, 152-154).
İsrail’de de dini sebeplerden dolayı domuz
pepsini
kullanılmamaktadır.
Bundan
dolayı, domuz pepsini yerine geçebilecek
pıhtılaştırıcılar üzerinde çalışılmış ve sütü
pıhtılaştırmak amacıyla tavuktan enzim
elde etme yoluna gidilmiştir. Bu enzim
kullanılarak olgunlaşmamış yumuşak
peynirler yanında Emmental, Kaşkaval,
Edam ve Danbo-type gibi bazı olgunlaşmış
peynirlerin üretiminde de başarılı sonuçlar
elde edilmiştir. Bu peynirlerde uygulanan
39
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
yüksek haşlama sıcaklığı pepsin enziminin
proteolitik aktivitesinin kaybına neden
olmuştur, böylece peynirlerde aşırı
proteoliz gelişmemiştir (Gordin ve
Rosenthal, 1978). Ancak Çedar (Cheddar)
peyniri üretiminde aynı sonuçlar elde
edilememiştir. Çedar peynirinde tavuk
pepsini kullanımının peynirde yumuşak
yapı ve aşırı proteolizden dolayı yoğun
kötü aroma meydana geldiği bildirilmiştir
(Green, 1972). Dolayısıyle tavuk pepsini,
rennine kıyasla proteolitik aktivitesi daha
yüksek bir enzimdir (Akın, 1996; Andren,
2011).
kemotripsininin optimal sıcaklığı memeli
kemotripsinkinden daha düşüktür. Diğer
yandan katalitik aktivitesi memeli
kemotripsininden 3-5 kat daha yüksektir.
Ekonomik değeri oldukça yüksek
olduğundan, ancak küçük ölçeklerde
kullanılabilmektedir (Zhou vd., 2011).
2.5.2. Bitkisel Kökenli Enzimler
Farklı nedenlerden dolayı bitkisel kökenli
pıhtılaştırıcılar üzerine olan ilgi gün
geçtikçe artmaktadır. Bu nedenler arasında
dini sebepler, vejetaryen beslenme şekli ve
genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı alınan
tavırlar (örneğin Almanya ve Hollanda
rekombinat buzağı renneti kullanımını
yasaklamıştır) yer almaktadır. Ayrıca BSE
hastalığı
(bovine
spongiform
encephalopathy) buzağı rennetine olan
talebi düşürmüştür (Roseiro vd., 2003).
Alihanoğlu vd. (2018), tavşandan elde
edilen rennet kullanarak Beyaz peynir
üretmişler ve peynirlerin tekstürel, reolojik
ve duyusal özellikleri üzerine etkisini
incelemişlerdir. Elde ettikleri sonuçlara
göre, tavşandan elde edilen rennetin Beyaz
peynir üretiminde pıhtılaştırıcı olarak
kullanımının uygun olduğunu, deve
kimozini ile kıyaslanabilir bir performansa
sahip olduğunu ve buzağı renneti için bir
alternatif olabileceğini belirtmişlerdir.
Yaklaşık 20 farklı bitkinin değişik
kısımlarından (kök, gövde, yaprak, çiçek,
tohum ve meyve gibi) elde edilen bitkisel
kökenli süt pıhtılaştırıcılar bulunmaktadır.
İncir ağacından elde edilen ‘ficin’, Carica
papaya ağacından elde edilen ‘papain’,
ananastan elde edilen ‘bromelin’, hint yağı
tohumlarından elde edilen ‘ricin’ enzimi
eskiden beri kullanılmaktadır (Sardinas,
1972; Foltmann, 1987; Akın, 1996;
Üçüncü, 2013).
Yakın gelecekte sığır kimozinine kıyasla,
fermente deve kimozini kullanımının
artabileceği, zira deve kimozininin spesifik
süt pıhtılaştırma kabiliyetinin yüksek
olduğu ve genel proteolitik aktivitesinin de
düşük olduğu rapor edilmiştir (Andren,
2011).
Say ve Güzeler (2016) ile Eroğlu ve Özcan
(2018) peynir üretiminde kullanılan
bitkisel pıhtılaştırıcıları pek çok kaynak
taraması yaparak etraflıca incelemişlerdir.
Buna göre, Ficus carica (İncir), Cynara
spp. (Yabani enginar), Solanum dubium,
Calotropis procera (Sodom elması),
Zingiber officinale (Zencefil), Sideroxylon
obtusifolium, Jacaratia corumbensis O.
Kuntze (Yabani papaya), Balanites
aegyptiaca (Çöl hurması), Albizia spp.,
Moringa oleifera, Citrus aurantium,
Physalis
peruviana
(Altın
çilek),
Katı balık artıklarından (kafa, kuyruk,
yüzgeç, iskelet, iç organlar ve deri)
kemotripsin enzimi üretilebilmektedir. Bu
şekilde elde edilen kemotripsin enzimi,
tripsin enzimi ile beraber gıda katkı
maddesi olarak peynir sanayinde peynir
altı suyu proteinlerini ve β-laktoglobulini
hidrolize etmek amacıyla kullanılmaktadır.
Optimal pH’sı 7.5 - 11.00 arasındadır. Bu
değer
memeli
kemotripsin
enzimlerinkinden daha yüksektir. Balık
40
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Euphorbia maculata (Teleme/Töreme
otu), Gundelia tournefortii (Kenger otu),
Cicer arietinum (Nohut) vb. bitkilerin
yetişme şartları, peynir mayası olarak
faydalanılan aksamları, kullanıldıkları süt
ürünleri, özütlerinin enzim aktivite
düzeyleri, peynirde oluşturdukları yapısal
veya duyusal olumsuzluklar hakkında
detaylı bilgiler vermişlerdir.
peptid
bağını
kopardıkları,
ancak
diğerlerine göre daha geniş aktivite
gösterdikleri ve kazeindeki diğer bağlara
da etki ettikleri bildirilmiştir (Roseiro vd.,
2003).
Malezya, Hindistan, Sri Lanka, Filipinler
ve Tayland gibi ülkelerde yayılma gösteren
ve tropik bir bitki olan Streblus asper Lour
bitkisinin yapraklarından süt pıhtılaştırıcı
enzim ekstrakte edilmiştir. Elde edilen
enzimin 60 ºC’de ve pH 7.4’te optimum
olduğu, 70 ºC’ye bir saat dayanabildiği,
ancak
enzimin
süt
pıhtılaştırma
aktivitesinin Mucor rennetinden daha
düşük olduğu saptanmıştır (Pagthinathan
vd., 2019).
Albizia lebbeck ve Helianthus annuus
tohumları üzerinde yapılan bir çalışmada;
her iki tohum ekstraktının k-kazein, αskazein ve β-kazein üzerinde kimozine
benzer şekilde proteolitik aktivite
gösterdiği,
ancak
Albiza
tohum
ekstraktının daha fazla aktif olduğu tespit
edilmiştir. Çalışmada yapılan kütle
spektroskopi analizleri, kimozinde olduğu
gibi ayçiçeği ekstraktının k-kazeinin 105106 fenilalanin-metiyonin bağını hidrolize
ettiğini göstermiştir. Albizia ekstraktı ise kkazeinin 116-117 lisin-trionin bağını
kopardığı tespit edilmiştir (Egito vd.,
2007).
Ancak bitkisel orijinli pıhtılaştırıcı
enzimler Fransa, İtalya, İspanya Portekiz,
Nijerya, Hindistan ve Sudan gibi ülkelerde
geleneksel peynir çeşitlerinin üretiminde
kullanılsa da; proteolitik aktivitelerinin
yüksek olması, pıhtı niteliklerinde
bozulmalar, randımanın düşmesi ve acı tat
oluşumu gibi kalite ve duyusal özellikleri
olumsuz etkilemeleri nedeniyle genel
kullanım
alanları
bulunmamaktadır
(Sardinas, 1972; Foltmann, 1987; Akın,
1996; Üçüncü, 2013; Eroğlu ve Özcan,
2018). Bununla birlikte zehirli ve sağlığa
zararlı olmadıkları sürece, peynir mayası
üretiminde İslami açıdan en güvenilir gen
kaynaklarının bitkiler olduğunu söylemek
mümkündür (Karahalil, 2020).
Yaban enginarından (cardoon) elde edilen
ekstraktlar hariç, pek çok bitki kökenli
enzimler peynirde acılık oluşturmalarından
dolayı uygun bulunmamaktadır. Cynara
cinsi bitkilerden elde edilen enzimler
İspanya peynirlerinden olan Torta del
Casar, La Serena, Los Pedroches, Los
Ibores, Flor de Guı´a, ve koyun sütünden
yapılan Portekiz peynirlerinden olan Serra
da Estrela, Serpa, Azeita o, Nisa, Castelo
Branco,
E´
vora
peynirlerinde
kullanılmaktadır. Cynara (enginar) türü
bitkilerden ‘cynarases’, ‘cyprosins’ ya da
‘cardosins’ gibi proteazlar karakterize
edilmeye başlanmıştır. Bu enzimlerin, kkazeinin Phe 105 – Met 106 bağını koparan
aspartik proteazlar olduğu konusunda
görüş
birliği
vardır.
Cynara
cardunculus’dan (cardoon) elde edilen
proteazların da k-kazeinin 105 ve 106.
2.5.3. Mikrobiyal Kökenli Enzimler
Mikrobiyel kökenli enzimler bakteriyel ve
fungal kaynaklı enzimler olmak üzere iki
kategori
altında
toplanabilmektedir.
Bakteriyel kaynaklı enzimlerin eldesinde
Bacillus
ssp.,
Escherichia
spp.,
Pseudomonas ssp., Staphylococcus spp. ve
Streptococcus spp. cinsi bakteriler test
bakterileri olarak kullanılmıştır. Diğer
yandan fungal enzimler Aspergillus spp.,
41
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Mucor spp., Rhisopus spp. cinsi küflerden
elde edilebilmektedir. Mucor miehei,
Mucor pusillus ve Endothia parasitica’dan
elde edilen enzimler peynir yapımında
sıklıkla kullanılmaktadır. Fungal rennetler
bazı Avrupa ülkeleri tarafından üretilmekte
ve dünyanın pek çok yerinde peynir
yapımında kullanılmaktadır (Sardinas,
1972). Mikrobiyel kaynaklı enzimler,
rennine
kıyaslandığında
proteolitik
aktiviteleri yüksek kalmakla beraber,
fungal kaynaklı enzimlerin peynir
yapımında kullanımının daha uygun
olduğu ifade edilmiştir (Akın, 1996).
% 2, MgSO4 % 0.05 oranlarında ve iz
miktarda da MnSO4 kullanmışlardır. Bu
arada şunu belirtmekte yarar vardır ki,
mikrobiyel kökenli enzim üretiminde
kullanılan bazı mikroorganizmalar patojen
kökenlidir. Bu bakımdan bu enzimlerin
bulunduğu ortamda patojenler veya olası
ürettikleri
toksik
maddeler
bulunmamalıdır.
Farklı fermentasyon ortamları kullanılarak
Mucor miehei’den rennin enzimi üretimi
üzerine yapılan bir çalışmada; kullanılan
sıvı fermentasyon ortamının bileşimi
şöyledir: Glikoz, pepton, kazein, KH2PO4,
mısır maserasyon sıvısı pamuk çekirdeği
besin elementleri. Katı fermentasyon
ortamı ise buğday kepeği, kazein, su ve
HCl’den oluşmaktadır (Silveria vd., 2005).
Mucor miehei’den enzim eldesi için; 10g
mısır nişastası, 12.5g öğütülmüş mısır,
7.5g soya küspesi, 1.25g kalsiyum
karbonat ve 250ml su ile hazırlanarak elde
edilen besiyeri ortamına M. miehei NRRL
3420 aşılanmakta ve ortam 6 gün boyunca
32.5°C’de
çalkalanarak
fermente
edilmektedir. Bu sürenin sonunda ortam
misellerden filtre edilerek filtrat elde
edilmektedir. Bu filtrattaki enzim aktivitesi
1233 Soxhlet ünite/ml şeklindedir. Mucor
pusillus kullanılarak enzim elde etmek için
10 kısım buğday kepeği üzerine 7 kısım su
ilave edilerek iyice karıştırılmaktadır.
Daha sonra 100 ºC’de 30 dakika pişirme
işlemi yapılmaktadır. Bu karışım 30 ºC’ye
soğutulduktan sonra Mucor pusillus Lindt.
ile aşılanarak fermente edilmektedir.
Üçüncü gün süt pıhtılaştırma günü
maksimuma ulaşmaktadır. Ortam aynı
şekilde filtre edilmekte ve elde edilen
filtratın enzim aktivitesi 800 Soxhlet
ünit/ml şeklinde olmaktadır. Buğday
kepeğinin10 g’ı 32.000 ünite mikrobiyel
rennet verebilir (Gutcho, 1974).
Diğer yandan, süte ilave edilen mikrobiyel
kökenli enzimlerin ancak % 3-5’i peynirde
kalmaktadır. Proteolitik aktivite yönünden
sıralandığında buzağı renneti ilk sırada yer
alırken, onu R. miehei proteazı <R. pusillus
proteazı < sığır pepsini < domuz pepsini
<C. parasitica proteazı takip etmektedir.
Duyusal kalite yönünden yine buzağı
renneti ilk sırada yer alırken, onu sırayla R.
miehei proteazı > R. pusillus proteazı >
sığır pepsini > domuz pepsini > C.
parasitica proteazı takip etmektedir
(Dervişoğlu vd., 2007).
Mikroorganizma
geliştirilmesinde
kullanılan besi ortamı bileşenleri; azot
kaynağı
olarak
kandan,
haram
hayvanlardan
ve
helal
olmayan
kesimlerden elde edilen et ekstraktı, et
peptonu ve hidrolize protein vb. haram
kaynaklardan gelmediği sürece mikrobiyal
kökenli enzimlerin kullanılmasının önünde
İslam
dini
açısından
bir
engel
bulunmamaktadır (Karahalil, 2020).
Foda vd. (1975), rennin benzeri enzim
üretimek amacıyla Aspergillus ochraceus
küfü için gelişim ortamı olarak % 0.5
Bacto-pepton, % 0.5 kazein, peyniraltı
suyu tozu % 1, maya extraktı % 0.5, glikoz
42
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
ülkede peynir üretiminde kullanılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de
üretilen peynirlerin %80-90’ı bu enzim
kullanılarak
üretilmektedir.
Peynir
yapımından sonra enzim peyniraltı suyuna
geçmekte, peynir kitlesinde iz miktarda
kalmaktadır. Olgunlaşmış peynirlerde tipi
ve kökeni belirlenememektedir (GMO
Compass, 2010). Bununla birlikte süt
pıhtılaştıran
enzim
solüsyonlarında
rekombinant kimozin orijini ve varlığı,
‘antijen kaplı plate-ELISA’ (ACP-ELISA)
tekniği ile tespit edilebilmektedir (Collin
ve ark., 1997).
2.5.4. Rekombinant Enzimler
Collin ve ark. (1997)’nın bildirdiğine göre;
1980’lerden sonra genetik mühendisliği
teknikleri
kullanılarak
rekombinant
kimozin üretilmektedir. Bu meyanda Chr
Hansen
(Danimarka),
Gist-Brocades
(Fransa) ve Pfizer (ABD) gibi firmalar
Aspergillus niger var. awamori küfünden
kimojen
(Chymogen)
enzimini,
Kluyveromyces lactis mayası kullanarak
Maxiren enzimini ve Escherichia coli K12
bakterisini kullanarak Chymax enzimini
üretmişlerdir.
Rekombinant
enzim
üretiminde
en
çok
kullanılan
mikroorganizmalar Aspergillus niger ve
Kluyveromyces lactis’tir. Rekombinant
enzimlerin pazarlanmasına Avustralya,
Belçika, İngiltere, Yunanistan, İsrail,
Portekiz, İsviçre ve Amerika gibi ülkelerde
müsaade edilmektedir. Bugün dünyada
peynir mayası pazar payının % 80’ini
rekombinant
peynir
mayası
oluşturmaktadır (Wikipedia, 2020a).
Rekombinant kimozin üretimiyle buzağı
kesilmesine gerek kalmaması, ihtiyacı
karşılayacak miktarda üretiminin mümkün
olması, daha fazla pıhtılaştırıcı aktiviteye
sahip olması, şirden mayasına göre daha
saf
olması
dolayısıyla
peynir
teknolojisinde kalite ve yapı unsurlarına
olumlu etki göstermesi belli başlı
avantajları arasında sayılmaktadır. Bu
meyanda peynirler üzerinde yapılan
çalışmalarda da başarılı sonuçlar elde
edildiği bildirilmiştir (Çakmakçı vd.,
2017). Kandarakis vd. (999) E. Coli’den
elde edilen CHY-MAX rennet kullanarak
ürettikleri
Feta
peynirinin
kalite
özelliklerinin buzağı renneti ile üretilenle
benzer olduğunu ve fermente rennetin
buzağı renneti yerine alternatif olarak
başarıyla
kullanılabileceğini
rapor
etmişlerdir. Çepoğlu ve Güler-Akın (2013)
buzağı renneti, Aspergillus niger var.
awamori’den elde edilen rekombinant
enzim ve Rhizomucor miehei’den elde
edilen mikrobiyal enzim kullanarak
yapmış oldukları Beyaz peynirde;
rekombinant rennetin diğer denenen
enzimlere
alternatif
olarak
kullanılabileceğini rapor etmişlerdir.
Kimozin enzimi kodlayan genler buzağı
midesinden izole edilerek yukarıda
bahsedilen mikroorganizmalara aktarılmış
ve böylece bu mikroorganizmalar
kullanılarak rekombinant kimozin elde
edilmiştir (Çakmakçı vd., 2017). Gen
aktarılan mikroorganizma sıvı besiyerinde
fermentasyon yoluyla kimozin enzimi
üretmekte ve fermentasyon bittikten sonra
ortamda
birikmiş
olan
enzim
ayrıştırılmaktadır. Elde edilen enzime
fermente kimozin denmekte ve enzim
solüsyonu bilahare, ortamdaki safsızlık
maddelerinden ve genetiği değiştirilmiş
organizma (GDO) materyal artıklarından
arındırılmaktadır. Böylece peynir mayası
olarak kullanılan enzim solüsyonu
içerisinde
GDO’lu
materyal
kalmamaktadır. Bu şekilde üretilen
rekombinant kimozin, buzağı kimozinine
göre daha saf özellik göstermekte ve birçok
Öte yandan, genetiği nakil yoluyla
değiştirilmiş bitkiler kullanılarak kimozin
43
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
üretimi üzerine çalışmalar da mevcuttur.
Wei vd. (2016) yaptıkları bir çalışmada
sığırda preprokimozini kodlayan gen
alınarak tütün bitkisinin çekirdek genine
aktarılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre,
buzağı rumeninden elde edilen maya
ekstraktı ile kıyaslandığında, transgenik
tütünden elde edilen kimozinin benzer süt
pıhtılaştırma aktivitesine sahip olduğu
saptanmıştır.
dengesini bozan davranış, kullanma ve
teknoloji de aynı çerçeveye girmektedir”.
Diğer yandan, Hz. Peygamber hurmalara
aşı yapıldığını görünce onların doğal
haliyle bırakılmasını söylemişse de aşı
yapılmayanlardan iyi ürün alınamadığını
öğrenince de “siz dünya işlerini daha iyi
bilirsiniz”
buyurmuştur.
Buradan
hareketle, aşının aynı tür bitkiler arasında
yapılması, bitkilerin kendi arasında,
hayvanların da (eti yenmesi helal olanların)
kendi arasında gen nakli yapılması yoluna
gidilmesi, GDO’lu ürünlerin insan
sağlığına bir zararı olmadığından emin
olunması
gerektiği
şeklinde
bir
değerlendirme yapılmıştır (Döndüren,
2009).
Rekombinant kimozine genel olarak
tüketiciler iki sebepten dolayı itiraz
etmektedir.
Bunlardan
birincisi
rekombinant kimozinin GDO kökenli
olması ve diğeri de rekombinant kimozinin
buzağı renneti gibi az da olsa pepsin
içermemesidir. Birinci itiraz noktası için şu
söylenebilir ki, 100 kg süte yaklaşık 30 ml
katılmakta ve bunun da beşte biri peynirde
(1 kg peynirde 6 mg) kalmaktadır. Pepsin
içermemesi
sorun
olarak
dikkate
alınmamalıdır, zira içerisine sığır pepsini
katılabilmektedir (Andren, 2011).
GDO’lu ürünlerin dinî hükmünün
belirlenmesinde, eldeki verilerin henüz
kesin olmaması ve bu ürünleri kullanmanın
muhtemel
sonuçlarının
zamanla
anlaşılacak olması sebebiyle acele
edilmemesi, özellikle doğrudan ve bütün
ürünleri kapsayacak şekilde haram hükmü
verilmemesi gerektiği ifade edilmektedir.
Bununla
birlikte,
sertifikalandırma
kuruluşlarının, aynı gerekçelerle bu
ürünlere helal sertifikası verme konusunda
da ihtiyatlı olması gereği dile getirilmiştir
(Günay-Özdemir, 2016; Alkış, 2018).
Kur’an-ı Kerim’de Nisa suresinin 118 ve
119 numaralı ayetlerinde; “Allah onu
(şeytanı) lanetlemiş; o da: «Yemin ederim
ki kullarından belli bir pay edineceğim»
demiştir. «Onları mutlaka saptıracağım,
muhakkak onları boş kuruntulara
boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim
de hayvanların kulaklarını yaracaklar
(putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz
onlara
emredeceğim
de
Allah’ın
yarattığını değiştirecekler» (dedi). Kim
Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse
elbette apaçık bir ziyana düşmüştür”. Bu
ayet hakkında Özek vd. (1993) şu açıklama
notunu
düşmüşlerdir:
“Allah’ın
yarattıklarını değiştirmek, canlıların tabii
şekil ve özelliklerini değiştirmek demektir.
Hayvanların gereksiz yere kulak ve
kuyruklarını kesmek; kaşları, dişleri vb.
süsleme maksadıyla değiştirmek bu
kabildendir ve yasaklanmıştır. Tabiatın
İslam dininde, domuz eti, leş eti, kan ve
türevleri, alkol ve sağlığa zararlı her türlü
materyalin
tüketilmesi
haram
sayılmaktadır. Bunun dışında temiz
olanların tüketimi de helal sayılmıştır.
İslami bakış açısıyla, genetik olarak
değiştirilmiş organizmalar (GDO) için
kullanılan rekombinant DNA teknolojisi,
helal prensiplerle uyumlu olduğu sürece,
helal biyoteknolojik ürünlerin sayısını
artırmada anahtar rol oynayabilir. Gen
kaynağı ve modifikasyon gerekliliği gibi
faktörler hakkında halen tartışmalar olsa da
44
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
bazı rekombinant ürünler uzun yıllardır
helal onayı almıştır. Bir genin domuz gibi
helal olmayan bir kaynaktan alınıp, helal
olan bir konukçuya transfer edilmesiyle
elde edilen son ürün helal olmaz. Bununla
birlikte, haram materyalden gelmeyen ve
fakat tamamen sentetik olan genlerin İslam
âlimleri
tarafından
ele
alınması
gerekmektedir. Öte yandan, rekombinant
metabolitler için uzun süreli toksisite
testleri yapılmasının gerekliliği, İslami
otoriteler
tarafından
sürekli
vurgulanmaktadır.
Şu
ana
kadar
mikroorganizmalarda gen teknolojisinin
kullanımıyla ilgili sağlığa zararlı bir tespit
bulunmamaktadır. İslam inancı, kuşkusuz,
insanlığın refahına olumlu katkıda bulunan
biyoteknolojik
çalışmaları
desteklemektedir. Sonuç olarak, bazı
zorluklara rağmen, genetik değişiklik helal
gereksinimleriyle
uyumlu
hale
getirildiğinde helal gıda endüstrisi için
rekabetçi
alternatifler
sunabilir.
Dolayısıyla buzağı, oğlak ve deve yavrusu
gibi helal kaynaklardan alınan genlerin
mikroorganizmalara transfer edilmesiyle
elde edilecek enzimlerin kullanımında bir
sorun gözükmemektedir. Ancak burada da
mikroorganizmaların
çoğaltıldığı
ortamların da helal konseptine uygun
olması gerekmektedir (Karahalil, 2020).
Trabzon ve Gümüşhane illerimizde
yoğurdun
doğrudan
ısıtılıp
çöktürülmesiyle elde edilen ürüne “minzi”
denmektedir.
Özellikle
Gümüşhane
ilinde
eski
dönemlerde yazın hayvanlar yaylalara
çıkarılır ve köylüler hayvanlarından
sağdıkları sütü yoğurda işlerlerdi. Daha
sonra yoğurdu yayıklayarak yağını alır ve
geriye kalan yağsız (veya az yağlı) ayranı
kaynatma derecesine ısıtarak çöktürürlerdi.
Bilahare kazandaki çökelti soğutulduktan
sonra süzülerek baskılanır ve nihayet
tuzlanarak çömlek veya ahşap kaplara
sıkıca basılırdı. Bazen ters çevrilerek kış
boyu
olgunlaştırılarak
tüketilirdi.
Olgunlaşma esnasında üründe mavi ve
yeşil küf gelişebilmekteydi.
Yumuşak granüler yapıya sahip olan
“Hüttenkäse” (Körniger Frischkase);
kazeinin asit ile pıhtılaştırılmasından sonra
elde edilmektedir. Önce sütün yağı alınır,
pastörize
edilir,
sonra
mayalama
sıcaklığına soğulur ve % 5 oranında (oran
düşük de tutulabilir, ancak bu sefer
inkübasyon zamanı uzamaktadır) katılır ve
32 ºC’de 5 saat inkübe edilir. Sütün pH’sı
4.8’e düşünce oluşan pıhtı kesilir ve
dinlendirilir. Sonra granüller 50-55 ºC’de
bir saat yavaşça karıştırılarak haşlanır.
Bilahare granüller soğuk su ile yıkanır ve
krema ile karıştırılarak taze olarak tüketilir.
Bu peynirin yapımında az da olsa kimozin
enzimi
kullanılmaktadır
(Wikipedia,
2020b).
Dolayısıyla,
“Hüttenkäse”
üretiminde hem asitle çöktürme ve hem de
enzimle pıhtılaştırma yöntemleri birlikte
kullanılabilmektedir.Kombine yöntemlerle
sütün çöktürülerek peynir elde edilmesiyle
ilgili örnekleri daha da artırmak
mümkündür.
2.6. Kombine Yöntemlerle Çöktürme
Sütü pıhtılaştırmada kullanılan birden çok
yöntem bazen birlikte kullanılmaktadır.
Buna ülkemizden verilebilecek en tipik
örnek çökelektir. Çökelek hem asit ve hem
de ısıtmayla çöktürülmektedir. Bilindiği
üzere çökelek yapımı için, süt önce
yoğurda
işlenmekte,
ardından
buzdolabında biraz dinlendirildikten sonra
çöktürülene
kadar
kaynatılmaktadır.
Bilahare
süzdürülüp
baskılanarak
tuzlanmakta
ve
ardından
ambalajlanmaktadır
(Arıkan,
2017).
45
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
3. Ülkemizde Durum
Ülkemizde mevcut mevzuatta da bu
konuya ilişkin hükümler bulunmaktadır.
Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve
Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’
nin 4. Maddesi Tanımlar bölümünde: “i)
Gıda enzimi: Bitki, hayvan veya
mikroorganizmalardan
veya
bir
fermantasyon prosesinden elde edilen ürün
dâhil olmak üzere belirli bir biyokimyasal
reaksiyonu katalizleyebilen bir veya daha
fazla enzimi içeren ve gıdanın üretimi,
işlenmesi,
hazırlanması,
muamelesi,
ambalajlanması,
nakliyesi
veya
depolanmasının herhangi bir aşamasında
teknolojik bir amaçla gıdaya ilave edilen
ürünleri,” şeklinde tarif edilmektedir. Yine
Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri
Yönetmeliği Madde 6 (2)’de: “Domuz
kaynaklı bir gıda katkı maddesi; gıdalarda,
gıda
katkı
maddelerinde,
gıda
enzimlerinde ve gıda aroma vericilerinde
kullanılamaz”
denmektedir.
Genetik
Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve
Ürünlerine Dair Yönetmelik’in Kapsam
Bölümü’nde “Gıda ve yem amaçlı genetik
yapısı değiştirilmiş organizma ve ürünleri
ile ilgili başvuru, değerlendirme, karar,
işleme,
ambalajlama,
etiketleme,
muhafaza, depolama, taşıma, piyasaya
sürme, ithalat, ihracat, transit geçiş,
izleme, denetim ve kontrole” vb. dair
hükümleri kapsamakta ve Madde 6/a’da:
“GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın
piyasaya
sürülmesi”
yasaktır
denilmektedir. Dolayısıyla mevzuatımızda
gerek domuzdan gelebilecek ürünler ve
gerekse GDO’lu ürünlere yönelik bir takım
yaptırımlar söz konusudur.
Ülkemizde üretilen ve tüketilen peynirlere
bakıldığında Beyaz, Kaşar, Tulum, Otlu,
Örgü, Dil ve benzeri peynirler enzimle
pıhtılaştırılırken, lor peyniri ısıtmayla,
eritme peynirleri haşlama ve eritme
tuzlarıyla, çökelek ve labneh gibi peynirler
de asit ile çöktürülerek üretilmektedir.
Ülkemizde enzimle üretilen peynirlerde
kullanılan
enzim
kökenlerinin
üç
kaynaktan geldiği söylenebilir. Bunların
başında mikrobiyal kökenli (Rhizomucor
miehei) enzimler gelmektedir. Ülkemizde
mikrobiyal kökenli enzimlerin kullanım
oranının yaklaşık %46, rekombinant
kimozin (fermente enzim) kullanım
oranının % 31 ve buzağı şirden mayası
(enzimi) kullanım oranının yaklaşık % 23
olduğu tahmin edilmektedir. Şirden mayası
diğerlerine göre daha pahalıdır. Bu
mayaları üretip satan pek çok firma
bulunmakta ve bu firmaların da helal gıda
sertifikasına sahip oldukları bilinmektedir.
Şunu hemen belirtmekte fayda vardır ki,
ülkemizde
domuz
şirdeni
mayası
kullanıldığına dair herhangi bir bilgi,
belge, tespit ve rapora rastlanmamıştır.
Ülkemizde daha çok mikrobiyal kökenli
enzimler kullanılmaktadır. Buzağı şirdeni
kullanımı da önemli bir düzeydedir.
Burada belki tartışmalı olan rekombinant
kimozindir.
Rekombinant
kimozin
kullanımı hakkında haramdır diye bir iddia
söz konusu değildir. Bu makalede
rekombinant kimozin ile ilgi detaylı
bilgiler yukarıda sunulmuştur. İslam
dininde, gıdaların helal olmasına dikkat
etmek bir zorunluluktur. Bundan dolayı
rekombinant enzimler üzerinde fıkıh
âlimlerinin, müslüman genetikçilerin ve
gıda mühendislerinin konuyu daha fazla
irdelemesine ihtiyaç vardır.
Ancak çok önemli bir husus daha vardır ki,
çok teknik bilgi gerektiren böyle bir konu
hakkında uzman olmayanların bir
değerlendirme yapması da doğru değildir.
Bu mevzuda ilgili kurumlara (Tarım ve
Orman
Bakanlığı,
Diyanet
İşleri
46
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ticaret
Bakanlığı ve Üniversiteler) büyük görevler
düşmektedir.
Şüpheye
meydan
vermeyecek şekilde gerekli incelemeler,
değerlendirmeler ve denetimler yapılmalı
ve insanların aklında soru işareti
kalmayacak
şekilde
toplum
aydınlatılmalıdır. Uzmanlık alanı itibariyle
konuya oldukça uzak olan insanlara kafa
karıştırma fırsatı tanınmamalı ve Allah’ın
helal kıldığını haram, haram kıldığını helal
yapma atmosferi oluşturulmamalıdır.
4.
Kur’an,
Uygulamaları
Sünnet
ve
özellikle ihtilaflı durumlarda müminlerin
nasıl davranması gerektiği konusunda yol
gösterici
ilke
ve
tavsiyeler
de
bulunmaktadır. Bu çerçevede, yukarıda
zikrettiğimiz dört maddenin haram
kılındığını bildiren âyetlerin devamında,
zorda kalınması (zaruret) durumunda
bunlardan, aşırı gitmeden ve açlığı bastırıp
hayatı
devam
ettirecek
şekilde
yenilmesinin ise yasak kapsamı dışında
kaldığı ifade edilmiştir (Bakara 2/173,
Mâide 3/5). Yine Maide suresindeki
mezkûr âyette meyte (kendi kendine ölme,
dinî kesim dışında bir yolla ölme)
sayılabilecek durumlara örnek kabilinden,
boğulma,
vurulma,
yuvarlanma,
boynuzlanma ve yırtıcı hayvan tarafından
öldürülme halleri de sıralanmıştır.
Sahabi
Yüce
Allah,
Kur’an-ı
Kerim’de
yeryüzündeki her şeyi insanlar için
yarattığını (Bakara 2/29), göklerde ve
yerdeki her şeyi insanın emrine verdiğini
(Câsiye 45/13) ifade etmektedir. Bu iki
âyet ve benzeri ayetlerden yola çıkarak
İslâm âlimleri, “Eşyada aslolan ibahadır”
ilkesine ulaşmışlardır. Buna göre, aksine
bir delil ve kanıt olmadıkça her şeyin
mubah/helal/serbest
olması
asıldır,
haramlık ve yasaklık ise istisnai bir
durumdur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, bu
geniş helal dairesinin geçmişte bazı
ümmetler için zaman zaman daraltıldığı
bizlere bildirilmiştir (En’âm 6/146).
Yüce Allah’ın, ilke olarak kâinatı insanın
hizmetine ve kullanımına verdiğini
yukarıdaki âyetler ispat etmekte olup,
istisna olarak bazı şeylerin haram kılındığı
ve bunlardan uzak durulması gerektiği
emredilmektedir. Ayrıca, doğrudan belli
bir maddeye işaret edilmeksizin, var olan
şeylerin temiz ve hoş olanlarından
(tayyibât) istifade edilmesi gerektiği, buna
karşılık pis ve kirli şeylerden (habâis) ise
kaçınılması da Kur’an’da yer alan
buyruklardandır (Bakara 2/172, Mâide 5/4,
A’râf 7/157).
Kur’an-ı Kerim’de yiyecekler konusunda
çok açık bir şekilde yasaklanan dört madde
bulunmaktadır.
Bunlar;
meyte
(kendiliğinden ölmüş hayvan), akıtılmış
kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına
kurban edilmiş hayvanlardır (Bakara
2/173, Mâide 5/3, En’âm 6/145). Bu dört
maddeye
baktığımızda
domuz
eti
dışındakilerin, sonradan meydana gelen
arizî bir durum veya işlemi yapan kişilerin
Allah’a şirk koşma vb. inançları sebebiyle
yasak hale geldiklerini görmekteyiz.
Kur’an’da, kendi batıl gelenek ve inançları
doğrultusunda, aslında helal olan bazı
hayvanları haram sayan veya belli bir sınıfa
özgü haramlar ve yasaklar koyan müşrikler
de, “Allah’a iftira attıkları” için kınanmış
ve müminlere bu tür tavırlardan
etkilenmemeleri ve Allah’ın verdiği
rızıklardan çekinmeden yemeleri tavsiye
edilmiştir (En’âm 6/136-140). Bu son
âyetler, günümüzde de yiyecekler
konusunda, özellikle haram ifadesini
kullanırken son derece dikkatli olmak
gerektiğini, aksi takdirde kulun haddini
Kur’an-ı Kerim’de gıda maddeleri ile ilgili
bu kesin hüküm bildiren âyetlerin yanı sıra,
47
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
aşarak Allah adına konuşması ve Kur’an’ın
ifadesi ile ona iftira edecek duruma
düşmesi tehlikesine yol açacağı hususunda
bizleri uyarmalıdır.
Ehl-i kitabın yiyeceklerinin Müslümanlara
da helal olduğunu bildiren âyetin (Mâide
5/5) bir uygulaması olarak görülebilecek
bir hadiste, Peygamberimiz, besmele çekip
çekmedikleri
bilinmeyen
yabancı
insanlardan alınan etlerin yenmesine
müsaade etmiş, “Siz bismillah deyip onu
yiyebilirsiniz” demiştir (İbn Hacer, III,
266).
Bir
âyette
(A’râf,
7/157)
Hz.
Muhammed’den (s.a.v.) bahsedilirken,
onun müminlere hoş ve temiz şeyleri helal,
çirkin ve kirli şeyleri haram kıldığı, bunları
onlara öğrettiğinden bahsedilmektedir. Bu
âyet, Peygamberimizin sadece Kur’an’ı
tebliğ etmekle görevli bir memur
olmadığını, bunun ötesinde yine Allah’ın
iradesini ve dinini açıklayıp öğretmek
amacıyla dinin hükümlerini beyanla
vazifeli olduğunu, helal ve haram gıda
maddelerinin de bu kapsamda olduğunu
belirtmektedir. Bu çerçevede, yukarıda bir
kısmından bahsettiğimiz Kur’an’daki
yasakların yanı sıra, Hz. Peygamber’in söz
ve davranışları, kimi zaman da onayları
yenilmesi ve içilmesi haram olan maddeler
konusunda bize yol göstermektedir.
Konumuzla ilgili hadis kaynaklarında yer
alan bilgilere baktığımızda şu rivayetleri
görmekteyiz (İbn Hacer, 2012, III, 251
vd.): Hz. Muhammed (s.a.v.), ‘köpek dişi’
olan yırtıcı kara hayvanlarının ve pençesi
olan kuşların yenmesinin haram olduğunu
ifade etmiştir. Evcil eşek etini yasaklamış,
at eti yenmesine ise müsaade etmiştir.
Tavşan ve çekirge de yenmesi helal olan
hayvanlar arasındadır. Necis şeylerle
beslenen hayvanların (cellâle) etinin ise,
bunlar temizlenecek kadar bekletilip sonra
kesilmedikçe, yenmesi yasak olan şeyler
arasında olduğunu görüyoruz. Bunun
dışında Hz. Peygamber’in yiyecek ve
içecekler konusundaki bazı hadisleri
âlimler tarafından çeşitli değerlendirmelere
yol
açacak
şekilde
olup,
bu
değerlendirmeler
neticesinde
oluşan
görüşlere bir sonraki başlıkta temas
edeceğiz.
Konumuzla daha yakından ilgili bir
rivayete göre ise, Hz. Peygamber’e, yağ,
peynir ve kürk hakkında sorulunca, O
“Helal, Allah’ın kitabında helal kıldıkları,
haram ise Allah’ın kitabında haram
kıldıklarıdır. Hakkında bir şey demedikleri
ise affedilen (izin verilen) kısımdandır”
diyerek (İbn Mâce, Et’ime, 60), varlıklarda
asıl olanın izin ve serbestlik olduğunu
hatırlatmıştır.
Peynirle ilgili bazı rivayetleri toplayan
Beyhakî’nin
es-Sünenü’l-Kübra
adlı
eserine
baktığımızda,
bizzat
Peygamberimizin Acem diyarında (İran
bölgesinde) yapılan ve oradan getirilen
peynirin kesilip yenmesine izin verdiğini
görüyoruz. Bunun yanı sıra, Hz. Ömer, Hz.
Ali ve Hz. Aişe gibi önde gelen sahabilerin
de farklı durumlarda kendilerine peynirin
hükmünün sorulması üzerine, soran kişiye
besmele çekip yemesini tavsiye ettiklerini
görmekteyiz. Bununla birlikte, aynı eserde
müellif Beyhaki, Hz.Ömer’in ve diğer bazı
sahabilerin sadece Müslümanlar ve Ehl-i
Kitap’tan olanların yaptığı peyniri
yediklerini, Mecusiler ve putperestler
tarafından yapılan peyniri ise yemedikleri
ve helal görmediklerini bildiren rivayetlere
de yer vermiştir. Bunun sebebinin
açıklandığı bir rivayette, peynirin nasıl
yapıldığına dair ayrıntı da verilmiştir:
“Çünkü, peynir oğlakların (veya kuzuların)
kesilmesi ve onlardan peynir yapımına
elverişli
mayanın
alınması
ile
yapılmaktadır” (Beyhaki, 2003, X-9-12).
48
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Diğer bir kaynakta da benzer rivayetlere
yer verilmiştir. Yukarıdaki rivayetlerden
farklı olarak, bir defasında Hz. Ömer’e
peynirin içine meyte mayası konduğu
söylendiğinde onun “Besmele çekin ve
yiyin” diye cevap verdiği aktarılmıştır. İbn
Ömer’in de, Mecusilerin yaptığı peynir
hakkında sorulan bir soru üzerine,
“Müslümanların pazarında bulduğum şeyi
satın alırım ve onun hakkında soru
sormam” dediği nakledilir. Bunun yanı
sıra, bazı rivayetlerde sahabi ve tabii
âlimlerin şüpheli olan durumlarda peynirin
yenmesinden kaçınılması tavsiyesinde
bulundukları
da
görülmektedir
(Abdurrezzak b. el-Hemmam, 2015, IV,
273-276; Yaçın, 2016).
bazen birbirine tamamen zıt şekilde
oluştukları görülmektedir. Mesela Maliki
mezhebine göre mubah sayılan birçok
hayvanın eti, Hanefi mezhebine göre
tahrimen mekruh olarak görülmüştür
(Bardakoğlu, 2000).
Konumuzla ilgili olarak ise fıkıh
âlimlerinin
görüşlerini
şu
şekilde
özetlemek mümkündür: Peynir mayası, eti
yenen bir hayvan dinî kurallara göre
kesilmiş ise bu hayvandan alınabilir, bu
temiz ve helaldir. Bu iki şarttan biri yerine
gelmemişse, yani hayvan ya eti yenmeyen
bir hayvan ya da eti yenen bir hayvan
olmakla beraber dinî usule göre
kesilmeden
ölmüş
ise,
âlimlerin
çoğunluğuna göre onun kursağındaki
mayanın alınıp kullanılması caiz değildir.
Bu konuda Ebu Hanife farklı bir görüş öne
sürerek mutlak olarak bu mayanın da caiz
olduğu, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed
ise mayanın katı olması durumunda
yıkanıp
temizlenmek
suretiyle
kullanılabileceğini ifade etmişlerdir. Bu iki
âlime göre, maya sıvı ise kullanılamaz. Bu
hususta
âlimler
görüşlerini
temellendirirken yukarıda bir kısmına yer
verdiğimiz, İslam’ın ilk dönemlerinde İran
bölgesinde yapılan ve oradan gelen
peynirlerin
yenmesi
konusundaki
müsamahalı
yaklaşımları
da
zikretmişlerdir. İbn Teymiyye de, bu
konuda Ebu Hanife gibi düşünmekte ve
etinin yenmesi caiz olmayan veya şer’î
usullere uygun kesilmeyen (meyte)
hayvanlardan elde edilen mayalarla
yapılan peynirin caiz olduğu kanaatine
varmaktadır (Okur, 2009; Döndüren,
2009).
Bu rivayetlerin genelinden; fetih, göç,
ticaret
vb.
nedenlerle
Müslüman
pazarlarına giren peynirlerin sorgulanmaya
başlandığı sonucu çıkarılabilir.
5. Fıkıh Âlimlerinin Görüşleri
Kur’an ve Sünnet’te yer alan esaslar ve
temel hükümler ışığında fıkıh âlimlerinin,
gerek bu temel hükümleri doğru anlama
çabası, gerekse de bu iki temel kaynakta
yer almayan daha ayrıntılı meselelerde
doğru hükme ulaşma gayreti olarak
görülebilecek fıkıh kitapları da, gıdalar
konusunda helal ve haramın ne olduğuna
dair bilgiler içermektedir. Bazı konularda
ise, tam olarak helal ya da haram hükmü
vermek mümkün olmayıp, bu ikisinden
hangisine yakın olduğuna dair bir görüş
ortaya konabilmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz Kur’an ve Sünnet
hükümleri ile sahabi uygulamaları gıda
maddelerine dair temel hükümleri ihtiva
etmekle beraber, özellikle sonradan
karşılaşılan meseleler konusunda ilkeli bir
yaklaşım getirme ihtiyacı olduğu açıktır.
Bu açıdan, fıkıh mezhepleri arasında
yiyecek-içecek maddelerinin hükümlerinin
Günümüz bazı fıkıh araştırmacıları bu son
görüşü, özellikle gayrimüslim ülkelerden
ithal edilen peynir mayalarında -domuzdan
elde edilmemek- şartıyla kesimde şer’î
usullere
riayet
edilip
edilmediği
49
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
süresinin 87. ve 88. Ayetlerinde; “Ey iman
edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve
temiz şeyleri (siz kendinize) haram
kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı
aşanları sevmez”, “Allah’ın size helal ve
temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve
kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan
korkun” buyurmaktadır. Konu fevkalade
uzmanlık gerektiren bir konudur. Elbette
konunun uzmanlarına ve sorumluluk sahibi
kurumlara da görev düşmektedir.
meselesinin
bilinememesi
halinde
kullanma eğilimindedirler. Peynir mayası
da dahil olmak üzere, domuzdan elde
edilen her türlü ürün ve katkı maddesinin
haramlığı konusunda ise bir ihtilaf
bulunmamaktadır.
6. Sonuç ve Öneriler
Sonuç olarak şu söylenebilir ki,
günümüzde sütü pıhtılaştırmada veya
çöktürmede pek çok farklı yöntem
kullanılmaktadır. Bu yöntemler genel
olarak farklı etmenler kullanarak sütün
çöktürülmesi
veya
enzimlerle
pıhtılaştırılması
şeklinde
karşımıza
çıkmaktadır. Peynir yapımında kullanılan
çöktürücüler ve pıhtılaştırıcılar ülkelere
göre ve yapılacak peynir çeşidine göre
değişmektedir. Ülkemizde sütün peynire
işlenmesinde şirden mayası (rennet),
mikrobiyal enzimler ve rekombinant
enzimler kullanılması yanında asitle
çöktürme, ısıtmak suretiyle çöktürme veya
kombine yöntemler kullanılarak sütün
peynire işlenmesi söz konusudur. Bu
sayılan yöntemlerle üretilen peynirler
tüketiciye geniş yelpazede ürün tüketme
fırsatı sunmaktadır.
7. Kaynaklar
Abd El-Salam, M. H., El-Shibiny, S.
(2008). Twenty five years of research on
Domiati cheese. Akademik Gıda 6 (6): 610.
Abdurrezzak b. el-Hemmam, (2015). elMusannef, Kahire. Daru’t-Te’sil.
Akın, N. (1996). Peynir yapımında
kullanılan süt pıhtılaştırıcı enzimler ve
bunların bazı özllikleri. Gıda 21 (6): 435442.
Alihanoğlu, S., Ektiren, D., Çakır, Ç.A.,
Vardin, H., Karaaslan, A., Karaaslan, M.
(2018). Effect of Oryctolagus cuniculus
(rabbit) rennet on the texture, rheology and
sensory properties of white cheese. Food
Aci Nutr 18(6): 1100–1108.
Alkış, A. (2018). Genetiği değiştirilmiş
organizmaların (GDO) İslam Hukuku
açısından değerlendirilmesi. Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi 13: 31-54.
Domuzdan elde edilen bir enzimin sütün
peynire işlenmesinde kullanımı İslam
dininde haram kılınmıştır. Bundan dolayı
ülkemizde domuz kaynaklı veya dinen
haram kılınmış kaynaklardan gelen
enzimlerin peynir yapımında kullanımı söz
konusu değildir. Nitekim buna ilişkin bir
bilgi, belge veya tespite rastlanmamıştır.
Hal böyle olunca yukarıda sayılan ve dinen
uygun etmenlerle çöktürülen sütlerden elde
edilen peynirler hakkında insanların
zihinlerinde istifham oluşturmak büyük bir
sorumsuzluk ve vebaldir. Hiç kimsenin
Allah’ın haram kıldığını helal ve helal
kıldığını da haram kılma yetkisi yoktur.
Zira Allah Kuran-ı Kerim’de Maide
Andren, A. (2011). Cheese: Rennets and
coagulants. In: Fukuay, J.M. (ed)
Encyclopedia of Dairy Sciences. 2nd ed.
Academic, London, pp. 574-578.
Arıkan, Ö.P. (2017). Çökelek tarifi. Süt
Dünyası.
https://sutdunyasi.com/tarifler/cokelektarifi/. Son Erişim Tarihi: 9.5.2020.
Bardakoğlu, A. (2000). Haramlar ve
helaller. İlmihal II (İslam ve Toplum).
İsam. İstanbul.
50
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Beyhaki, (2003). Sünen. Beyrut. Daru’lKütübi’l-İlmiyye.
Egito, A.S., Girardet, J.-M., Laguna L.E.,
Poirson, C., Molle, D., Miclo, L., Humbert,
G., Gaillard, J.L. (2007). Milk-clotting
activity of enzyme extracts from sunflower
and albizia seeds and specific hydrolysis of
bovine k-casein. International Dairy
Journal 17: 816–825.
Brown, R. J., Emstrom, C. A. (1988). Milkclotting enzymes and cheese chemistry
Part
I-Milk-clotting
enzymes
(in
Fundamentals of Dairy Chemistry ed. by
Wong, N.P.). Van Nostrand Reinhold
Company, New York. pp. 609-633.
Eraz, G. (1996). Mucor miehei’den ve
şirdenden elde edilen pıhtılaştırıcı enzimler
yardımıyla
üretilen
Beyaz
peynir
telemesinin nitelikleri üzerinde bir
araştırma. Yüksek Lisans Tezi, A.Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü, 58 sayfa.
Cessas, E. (1992). Ahkamu’l-Kur’an.
Beyrut. I-IV.
Cluskey, F. J., Thomas, E. L., Coulter, S.
T. (1969). Precipitation of milk proteins by
sodium carboxymethyl cellulose. J. Dairy
Sci., 52: 1181.
Ergüllü, E. (1982). Peynir suyu ve lorun
bazı özellikleri üzerinde araştırmalar. Gıda
7(2): 63-66.
Collin, J.C., Moulins, I., Rolet-Répécaud,
O., Bailly, C., Lagarde, G. (1997).
Detection of recombinant chymosins in
calf
rennet
by
enzyme-linked
immunosorbent assay. Lait 77: 425-431.
Eroğlu, E., Özcan, T. (2018). Sütün
enzimatik koagülasyonu ve peynir
üretiminde bitkisel pıhtılaştırıcılar. Bursa
Uludag Üniv. Ziraat Fak. Derg., 32 (2),
201-214.
Çakmakçı, S., Cantürk, A., Çakır, Y.
(2017). Peynir üretimi için sütü
pıhtılaştıran enzimlere genel bir bakış ve
güncel gelişmeler. Akademik Gıda 15(4):
396-408.
Fagan, C.C., O’Donnel, C.P., Cullen, P.J.,
Brennan, C.S. (2006). The effect of dietary
fibre inclusion on milk coagulation
kinetics. Journal of Food Engineering. 77:
261-268.
Çepoğlu, F., Güler-Akın, M. B. (2013).
Effects of coagulating enzyme types
(commercial calf rennet, Aspergillus niger
var. awamori as recombinant chymosin
and Rhizomucor miehei as microbial
rennet) on the chemical and sensory
characteristics of white pickled cheese.
African Journal of Biotechnology 12(37):
5588-5594.
Foda, M.S., Ismail, A.A., Khorshid, M.A.
(1975). Production of a new nennin-like
enzyme
by
Aspergillus
ocraceus.
Milchwissenschaft 30(10): 598-601.
Foltmann, B. (1987). General and
molecular aspects of rennets. In: Cheese
Chemistry, Physics and Microbiology (Ed
by Fox, P.F.). Vol. I. Elsevier Applied
Science. London and New York, 33-62 pp.
Dervişoğlu, M., Aydemir, O., Yazıcı, F.
(2007). Peynir yapımında kullanılan
pıhtılaştırıcı
enzimler
ve
kazein
fraksiyonları üzerine etkileri. Gıda 32 (5):
241-249.
Fox, P.F. (1969). Milk-clotting and
proteolytic activity of rennet, and of bovine
pepsin and porcine pepsin. Journal of Dairy
Research 36(3): 427-433.
Döndüren, H. (2009). Kur’an ve sünnete
göre helal-haram gıdalar ve kimyasal
değişim (İstihale ve tegayyür). VI. İslam
Hukuku Anabilim Dalı Koordinasyon
Toplantısı ve İslam Fıkhı Açısından Helal
Gıdalardaki Katkı Maddeleri Sempozyumu
Bildiri Kitabı. 3-4 Haziran 2009. Bursa, s.
59-73.
Fox, P.F., Mc Sweeney, P.L.H., Cogan,
T.M., Guinee, T.P. (2004). Cheese:
Chemistry, physics and microbiology.
London: Chapman Hall. 617p.
Garg, S.K., Johri, B.N. (1994). Rennet:
Current trends and future research, Food
Reviews Int., 10(3): 313-355.
51
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
Giacomo, F. D., Signore, A. D., Giaccio,
M. (2013). Pig rennet in making Farindola
ewe cheese. Progress In Nutrition 15 (4):
226-238.
Kurt, A., Gülümser, S. (1987). Peynir suyu
ve
kullanım
imkânları.
Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (14): 133-141.
GMO Compass, (2010). Chymosin.
https://web.archive.org/web/20150326181
805/http://www.gmocompass.org/eng/data
base/enzymes/83.chymosin.html.
Son
Erişim Tarihi: 9.5.2020.
Okur, K. H. (2009). İslam hukuku
açısından helal ve haram olan gıdalar ve
bazı güncel meseleler. Usul İslam
Araştırmaları Dergisi. 11 (Ocak-Haziran):
7-40.
Gordin, S., Rosenthal, I. (1978). Efficacy
of chicken pepsin as a milk clotting
enzyme. Journal of Food Protection 41 (9):
684-688.
Özek, A., Karaman, H., Turgut, A.,
Çağrıcı, M., Dönmez, İ. K., Gümüş, S.
(1993). Kur’an-ı Kerim ve açıklamalı
Meali. Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Mat.
ve Tic. İşt. Meşrutiyet Cad., Bayındır sok.,
no:55, Kızılay/Ankara.
Gutcho, S. J. (1974). Microbial enzyme
production. Noyes
Data. Corporation.
London, pp. 185-188.
Pagthinathan, M., Ghazali, H. M., Yazid,
A. M., Foo, H. L. (2019). Extraction,
purification and characterisation of a milkclotting protease from ‘kesinai’ (Streblus
asper Lour.) leaves. International Food
Research Journal 26(3): 913-922.
Günay, H. M., Özdemir, M. (2016). İslami
açıdan genetiği değiştirilmiş ürünler.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 9
(45): 1004-1022.
Hamad, M.N.F. (2015). Comparative study
between traditional Domiati cheese and
recombined Feta cheese. Indian J. Dairy
Sci. 68(5): 442-452.
Papoff, C.M., Mauriello, R., Pirisi, A.,
Piredda, G., Addis, M., Chianese, L.
(2004). Proteolytic activity of animal
rennet on ovine casein. Michwissenschaft
59: 414–417.
Hewedi, M. (1994). Detection of porcine
pepsin in rennet mixtures used in cheese
making by ELISA. Food and Agricultural
Immunology 6(1): 85-93.
Rasheed, S., Qazi, I. M., Ahmed, I.,
Durrani, Y., Azmat, Z. (2016).
Comparative Study of Cottage cheese
prepared from various sources of milk.
Proceedings of the Pakistan Academy of
Sciences: Pakistan Academy of Sciences
B. Life and Environmental Sciences 53 (4):
269–282.
İbn Hacer, (2012). Büluğu’l-Meram Şerhi,
çeviri ve açıklama: Rıfat Oral, I-III, Konya.
Esra yayınları.
İbn Mace, (1952). Sünen. I-II. Kahire.
Kandarakis, I., Moschopoulou, E.,
Anifantakis, E. (1999). Use of fermentation
produced chymosin from E. coli in the
manufacture
of
Feta
cheese.
Milchwissenschaft. 54: 24-25.
Rogelj, I., Perko, B., Francky, A., Penca,
V., Pungercar, J. (2001). Recombinant
lamb chymosin as an alternative
coagulating enzyme in cheese production.
Journal of Dairy Science 84 (5): 10201026.
Karahalil, E. (2020). Principles of halalcompliant
fermentations:
Microbial
alternatives for the halal food industry.
Trends in Food Science & Technology 98:
1-9.
Rose, D., Tessier, H. (1959). Effect of
various salts on the coagulation of casein.
Journal of Dairy Science 42 (6): 989-997.
Roseiro, L. B., Barbosa, M., Ames, J. M.,
Wilbey, A. (2003). Cheese making with
vegetable coagulants-the use of Cynara L.
for the production of ovine milk cheese.
Kosikowski, F. (1982). Cheese and
fermented milk foods. F.V. Kosikowski
and
Associates
P.O.
Box
139,
Brooktondale, New York.
52
Helal ve Etik Araşt. Derg. / J. Halal & Ethical Res. 2 (2): 34-53, 2020.
International Journal of Dairy Technology,
56, 76–85.
traditional Italian ewe’s raw milk cheese.
Food Chemistry 175 (2015): 121–127.
Ryle, A. P. (1970) The Porcine pepsins and
pepsinogens. Methods in Enzymol., 19:
316-336.
Üçüncü, M. (2013). Süt ve mamülleri
teknolojisi. Meta Basım Matbaacılık
Hizmet-leri, Bornova/İzmir.
Sardinas, J.L. (1972). Microbial rennets.
Advances in Applied Microbiology 15: 3973.
Wei, Z.Y. Zhang, Y.Y., Wang, Y.P., Fan,
M.X., Zhong, X.F., Xu, N., Lin, F., Xing,
S.C. (2016). Production of bioactive
recombinant bovine chymosin in tobacco
plants. Int. J. Mol. Sci. 17, 624: 1-9.
Say, D., Güzeler, N. (2016). Süt
pıhtılaştırılmasında kullanılan bazı bitkiler.
Nevşehir Bilim ve Teknoloji Dergisi
TARGİD Özel Sayı: 253-261.
Wikipedia,
https://tr.qaz.wiki/wiki/Rennet.
tarihi: 24.10.2020.
Seçkin, A. K., Nergiz, C. (1998). Tire
çamur peynirinin kimyasal kompozisyonu
ve mikrobiyel kalitesinin araştırılması.
Geleneksel Süt Ürünleri Sempozyumu, 2122 Mayıs 1998, Tekirdağ, sayfalar: 79-88.
(2020a).
Erişim
Wikipedia,
(2020b).
Hüttenkäse.
https://de.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCt
tenk%C3%A4se. Son Erişim Tarihi:
9.5.2020.
Yalçın, İ. (2016). Hz. Peygamberin
yiyecekler
konusundaki
müsamahalı
yaklaşımlarının izleri. Int J CSS. 2 (2):
188-195.
Silveira, G.G., Oliveira, G.M., Ribeiro,
E.J., Monti, R., Contiero, J. (2005).
Microbial rennet produced by Mucor
miehei in solid-state and submerged
fermentation. Brazilian Archives of
Biology and Technology 48 (6): 931-937.
Yetişemiyen, A., Çimer, A., Özer, M.,
Odabaşı, S., Deveci, O. (1998).
Ultrafiltrasyon tekniği ile salamura Beyaz
peynir üretiminde kalite üzerine değişik
maya enzimlerinin etkisi. Gıda 23 (1): 3-9.
Şimşek, O., Kavas, M. (1991). Eritme
peyniri yapım tekniği. Her Yönüyle Peynir
Sempozyumu, 12-13 Haziran 1991.
Tekirdağ, s.254-260.
Zhou, L., Budge, S.M., Ghaly, A.E.,
Brooks, M.S., Dave, D. (2011). Extraction,
purification and characterization of fish
chymotrypsin: A review. American Journal
of Biochemistry and Biotechnology 7 (3):
104-123.
Tofalo, R., Schirone, M., Fasoli, G.,
Perpetuini, G., Patrignani, F., Manetta,
A.C., Lanciotti, R., Corsetti, A., Martino,
G., Suzzi, G. (2015). Influence of pig rennet on proteolysis, organic acids content
and microbiota of Pecorino di Farindola, a
53